3 Mart 2011 Perşembe

12 Eylül 2010 Pazar

I can not say amen which pray will not be real

evet demem..
neden diyim ki ?
kendimi bilirim
evet kendimi iyi bilirim
herkes de bilsin zaten !


bir umuttu yasatan insanı aldım elime sazımı derim ya hani hep
evet o umut hala yaşatan insanı
kendine bağlayan
kendiyle yaşatan


neyse sonra devam ederim



5 Eylül 2010 Pazar

hIHhh

inanmıyorum olum hiçbirinize
ne sandınız ki ? 
herbirinize ayrı ayrı kendime güvendiğim kadar güvendiğimi mi ?
hayatımın hangi evresinde olursam olayim her seferinde samimiyetle yaklaştığınızı düşündüğümü mü ?
peki ya üzüldüğümü gösterdiğim o nadir zamanlarda gerçekten benimle birlikte üzüldüğünüzü mü ? 
benimle ağlıyor gibi yapmak için tükürüğünüzle göz pınarlarınızı nasıl doldurduğunuzu görmediğimi mi ?
ya benimle güldüğünüzde gözleriniz ardına düşen o gölgeyi hissedemediğimi mi ?


kaçın kurası ettiniz lan beni. 
ha kötü mü oldu ? yok. iyi oldu.. ayırt yetim oldu sayenizde. inkar edemem size çok şey borçluyum. 
tabi şimdi herkeslerin günahını almıyorum. 
bir kesenin içine doldurduklarım belli. çarpıp duruyorlar zaten birbirlerine..


güzel değil ama beğenilen bir insan olmanın zorluğunu hep yaşattınız bana sağolun varolun. 
halbuki hiç aklınıza getirmediğiniz mühim bir mevzu vardı. 
tutumlarimin size iyilikten başka birşey getiremeyeceği..


üstelik sen o siz değil de sadece kendim için çabaladığım, dolayısıyla tek sorunumun da kendim olduğu..

3 Eylül 2010 Cuma

start

Nerden baslanir bilmem.
Bir eksik ya da bir fazlayla da baslamaya gerek yok.


Her zaman yeni baslangiclar yapmanin verdigi tuhaflik sadece. Hep yeniden baslamak. Cok da hos oldugunu soyleyemem ama hayat iste ne denir.
Simdilik sans pek yanimda degil gibi.


Her kötü sey yeni güzel seylerin isigi.. 
Sadece buna inaniyorum simdilik...



2 Eylül 2010 Perşembe

yeni türkü ama eski aslında. yok yanlış oldu. hiç eskimeyecek..

dün gece sen uyurken yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana..

Lale Müldür


bir yıldız bağlandı da yürek nasıl bağlanır ki ? 
hangi delibozuk akıllanmış ya da hangi akıllı delirmiş (pardon akıllıyı delirtmek kolay bu devirde)..


yeryüzündeki en pozitif insan olduğunu zannederken bütün hayalkırıklıklarının arasına sıkışmak ne acı! kabul edemiyorum, yiğitliğime de bok sürdüremiyorum..
ama öyle. 
hayattaki tüm soyutsuzluklarını, somutlaşabildiklerinle örselemeye çalışmak.. 
yorucu olmasını geçtim. burdan alınabilecek haz yok denecek kadar az. mutluluk' 0 ! belki bazılarını tatmin etmeye yetiyordur ama beni değil. 
severek güzelleştirdiğim bu dünya bana çok az. sihirsiz. pembe toz bulutsuz. 
evet ben hep sis farlarım açık yaşıyor olabilirim.! kabul ! ama bu başka birşey, değil mi? 
öylece bırakıldığı koskoca boşlukta ne kadar dalgalanabilir ki insan.


neyse ki hala çok umut var.. :p 


  

sevgiyi tuşlarla mı yaziyorsunuz...*MK

Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok, "Fast live", "Fast food", "Fast music", "Fast love"...
Dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
Dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?




Müşfik KENTER

hayallerimde yerini aldı

http://www.designspongeonline.com/2010/06/weekly-wrap-up-a-dreamy-summer-attic.html